Arafta

Amerikan İç Savaşı sırasında Beyaz Saray’da parti düzenlenen bir gecede, Abraham Lincoln’ın tifodan muzdarip on iki yaşındaki Willie isimli oğlu vefat eder. Saunders, Lincoln’ın o dönemdeki hayatına dair arka planı elinden gelen en gerçekçi şekilde vermiş: Tarihsel gerçeklikler içeren kitaplardan anekdotlar toplamış; o anekdotları stratejik olarak derlemiş ve epigraflar halinde sıralamış. Dedim, tuhaf bir form —tez yazar gibi roman yazmış adam! Bir de işin kurmaca kısmı var: Arafta kalmış (orijinalinde araf değil de Tibet Budizmi’ndeki “bardo” aslında) hayaletler olan biteni anlatıyorlar. Dedim, bu kafayı biliyorum —Büyülü Gerçekçilik! Bu araf kısımlarını okuyorken ister istemez Dante aklımın bir köşesinde İlahi Komedya ile belirdi hep. Sonra öğrendim ki, Lincoln’ın defalarca mezara gidip oğlunu kucaklamış olmasının etkisiyle, Saunders’ın aklının bir köşesinde ise hep Michelangelo’nun Pietà‘sı varmış yazıyorken. Dedim, neyse —öyle ya da böyle ilhamın merkezi İtalyan Rönesansı! Tüm bunların yanında —hatta, tüm bunlara rağmen— sonunda diyebileceğim en değerli şeyi dedim: Daha önce okuduğum hiçbir şeye benzemiyor. Bir okuyucu için yeterince heyecan verici bu… 

Share this Post