Dikkat! Dünyaya yeni gelmiş gibi bakarak dolaşmanıza sebep olabilir. Esasında bir sunumun kitaplaştırılmasıdır: Net olarak özetlenmiş bilgiler ve bol fotoğraf içerir. Bilinçli canlılar olarak “renk” diye tanımladığımız ışınların olayını, evrim üzerinden açıklar. Esasında doğada renk diye bir şey yoktur, diye başlar. Rengin evrensel bir yapı olmadığını, canlılarda nesneleri algılayabilmeleri için oluşmuş evrimsel bir yapı olduğunu anlatır. Sadece mavi, yeşil ve kırmızı dalga boyunu görebilen yüksek organizasyonlu hayvanların reseptörleri, evrimleşmelerine koşut
Okyanus bilimci Sargun Ali Tont’un kısa kısa yazılarından mürekkep, şimdi ‘mürekkep’ deyince de aklıma ilk gelenin ‘kalem’ yerine ‘balık’ olmasına sebep, “ekolojiye giriş” paketi. Her gün bir iki yazı okurum, niyetiyle kapağını açıp, dadanmak suretiyle bir iki günde içindekileri tükettim. Hayır pişman değilim. Olay günü her zamanki koltuğumda oturuyordum ve paket iki bölümlüydü. Birinci bölüm çevreciliğin tarihsel ve bilimsel tarafına odaklanmış. Teknik terimlere boğmayan bir bilgi akışı içerisinde, gözümüzün önünden
Öykülerden oluşuyor, ortak bir derdi olan öykülerden, lakin kendisi romanım diyor, öyle diyorsa öyledir, benim için fark etmez, o zaman her bölüm başka hikâye, kabul, ortak paydaları ise artistik bir tutkunluk hâli, yani çeşitli sanat işlerinin ve hatta zanaat işlerinin tutkulu âlemi aslında, kendisi de Doğu-Batı eksenine saplantılı, beraberinde sen de tenis topu gibi okuyorsun, tenis topu nasıl okuyorsa artık, bir Kyoto’dasın bir Floransa’da işte, bir Kamo Nehri kıyısında bir