Ses Sese Karşı

Ses Sese Karşı

Yani kontrpuan… Kendi yolunda ve ritminde giden bağımsız ezgileri, üst üste yığmak marifetiyle, armonik açıdan birbirine bağlama zanaatı. Yani bir ses işçiliği… Huxley, müzikteki kontrpuan tekniğinden esinlenerek, her insanı bir ezgi olarak düşünmüş. Toplumun her kesiminden, değişik yaşlardan, çeşitli mesleklerden bir yığın ezgi toparlamış. Önce bölüp sonra yönetmek suretiyle, onları birer ikişer ele alıp, bir armoni bütünlüğü oluşturacak şekilde birbirleriyle ilişkilendirmiş. Kişilerin kurdukları bağları, kaynaşan gönüllerini, çatışan dünya görüşlerini okuyoruz.

Read More

Arafta

Arafta

Amerikan İç Savaşı sırasında Beyaz Saray’da parti düzenlenen bir gecede, Abraham Lincoln’ın tifodan muzdarip on iki yaşındaki Willie isimli oğlu vefat eder. Saunders, Lincoln’ın o dönemdeki hayatına dair arka planı elinden gelen en gerçekçi şekilde vermiş: Tarihsel gerçeklikler içeren kitaplardan anekdotlar toplamış; o anekdotları stratejik olarak derlemiş ve epigraflar halinde sıralamış. Dedim, tuhaf bir form —tez yazar gibi roman yazmış adam! Bir de işin kurmaca kısmı var: Arafta kalmış (orijinalinde

Read More

Bitmeyecek Öykü

Bitmeyecek Öykü

Michael Ende sağ olsun (gönüllerde), kitabın öyle Miyazakivari bir atmosferi var ki, 1979’da yazılmış olduğunu da hesaba katarak, “Miyazaki’nin 50 favori kitabı” diye dolaşan listeye son sıralardan giriş yapmış olduğuna kesin gözüyle baktım. Göremeyince şaşırdım ve böylelikle aşırı derecede şaşkın kavim Botokslular gibi bakan bir Türk, konuya ne münasebetle dahil olup yerden bittiğini yanındaki yabani otlarla tartışan bir Japon, tüm bunlara küsüp kendini serebral korteksine kitleyen bir Alman olduk. Ama

Read More

Seiobo Orada, Aşağıdaydı

Seiobo Orada, Aşağıdaydı

Öykülerden oluşuyor, ortak bir derdi olan öykülerden, lakin kendisi romanım diyor, öyle diyorsa öyledir, benim için fark etmez, o zaman her bölüm başka hikâye, kabul, ortak paydaları ise artistik bir tutkunluk hâli, yani çeşitli sanat işlerinin ve hatta zanaat işlerinin tutkulu âlemi aslında, kendisi de Doğu-Batı eksenine saplantılı, beraberinde sen de tenis topu gibi okuyorsun, tenis topu nasıl okuyorsa artık, bir Kyoto’dasın bir Floransa’da işte, bir Kamo Nehri kıyısında bir

Read More