Canlılığın Oluşum Öyküsünde Renklerin Dansı

Canlılığın Oluşum Öyküsünde Renklerin Dansı

Dikkat! Dünyaya yeni gelmiş gibi bakarak dolaşmanıza sebep olabilir. Esasında bir sunumun kitaplaştırılmasıdır: Net olarak özetlenmiş bilgiler ve bol fotoğraf içerir. Bilinçli canlılar olarak “renk” diye tanımladığımız ışınların olayını, evrim üzerinden açıklar. Esasında doğada renk diye bir şey yoktur, diye başlar. Rengin evrensel bir yapı olmadığını, canlılarda nesneleri algılayabilmeleri için oluşmuş evrimsel bir yapı olduğunu anlatır. Sadece mavi, yeşil ve kırmızı dalga boyunu görebilen yüksek organizasyonlu hayvanların reseptörleri, evrimleşmelerine koşut

Read More

Kuşların Felsefesi

Kuşların Felsefesi

Márquez’in bir öyküsünde, havaalanında işlem sırası bekleyen adam, önünden geçip gitmekte olan bir kadının ardından bakakalır. Dalgınlığından ötürü görevli kızın azarını işitince, aniden aklı başına geri gelir. Özür dilercesine, kıza ilk görüşte âşık olmaya inanıp inanmadığını sorar. Elbette, der kız. “İmkansız olan ötekilerdir.” Bu kitabı ilk gördüğümde yaşadığım heyecanı başka türlü anlatamazdım. Tabii ki sayfalarını çevirdikçe “zannettiğim gibi” olmadığını gördüm. Fakat sempatikti; iyi niyetliydi; kattığı değerler vardı ama bir şeyler

Read More

Sulak Bir Gezegenden Öyküler

Sulak Bir Gezegenden Öyküler

Okyanus bilimci Sargun Ali Tont’un kısa kısa yazılarından mürekkep, şimdi ‘mürekkep’ deyince de aklıma ilk gelenin ‘kalem’ yerine ‘balık’ olmasına sebep, “ekolojiye giriş” paketi. Her gün bir iki yazı okurum, niyetiyle kapağını açıp, dadanmak suretiyle bir iki günde içindekileri tükettim. Hayır pişman değilim. Olay günü her zamanki koltuğumda oturuyordum ve paket iki bölümlüydü. Birinci bölüm çevreciliğin tarihsel ve bilimsel tarafına odaklanmış. Teknik terimlere boğmayan bir bilgi akışı içerisinde, gözümüzün önünden

Read More

Bitkilerin Bildikleri

Bitkilerin Bildikleri

Gerektiği gibi bilimsel ama mümkün olabildiğince basit bir anlatımla, temel insan duyuları nasıl işler ve bu işlemlerin bitki dünyasındaki tekabülü nasıldır? Bunun cevabını okurken şunlar açılıyor: Seninki gibi beyinleri yok ama biyolojik bilgiyi depolayıp hatırlama yeteneğine sahipler. Varlığını algılarlar ama boşuna konuşma, maalesef sağırlar. Acı duymasalar da dokunulmaktan hoşlanmıyorlar; el kol şakası yapma. Sen ışık dalgalarını resme dönüştürürken onlar bilgiye dönüştürüyor; hayat memat meselesi… Koku sinyalleri yayabilir, senin gibi onlar

Read More

Doğanın İşaretlerini Okumanın Kaybolmuş Sanatı

Doğanın İşaretlerini Okumanın Kaybolmuş Sanatı

Küçükken Datça’da oynamayı en çok sevdiğim oyun bisikletle kaybolmacılıktı. O zamanlar özgürlüğüm, içerisinde bulunduğum tatil sitesinin sınırlarıyla kısıtlıydı. Bir sağa bir sola da dönsem, ormanın içinden de geçsem, beş sol üç sağ da yapsam, ne yaparsam yapayım, ağzımla kuş da tutsam o kuş beni sahile uçururdu. Hâliyle oyunumun amacı mümkün olduğunca geç denizi görmekti; deniz demek ‘game over’ demekti. Şimdilerde ise Datça’nın merkezinde yaşıyorum. Bu kitaptan edindiğim taze teorik bilgileri

Read More

Doğa Tasarımı

Doğa Tasarımı

Kargo kolisinden çıkardım ve ilk izlenim olarak onu yemek istedim. Kelimesi kelimesine, TDK’nin “ağızda çiğneyerek yutmak” olarak tanımladığı şeyi ona yapmak istedim. Neden? Çünkü böyle tatlı kapak tasarımı olmaz olsun. Karnımı doyurduktan sonra okumaya başladım; tehlike geçmişti. Okudum, elime geçen kalemi aldım; okudum, elime geçen kalemi aldım; okudum, elime geçen kalemi aldım… Son tahlilde, hemen hemen bütün sayfalarında altı çizili satırlar, işaretlenmiş paragraflar, alınmış notlar ve çeşitli kalemlerle yapılmış tuhaf

Read More