Yaralı Bilinç

Yaralı Bilinç

Darbe almadı. Ne sağ kroşe ne sol kroşe yedi. Üçüncü Dünya’da türünün tek örneği: İran, kimlik devrimi yaşadı; kültürel bir depremle dönüştü. Sarsıntının şiddetiyle, ülkenin İslami kolektif bilinçaltı patladı. Parçacıklar etrafına da sirayet etti. Yirminci yüzyıl biterken güncelleme geldi: Din, siyasi arenaya geri döndü; laiklik, entegrist talepleri olan yeni sürüme uyumsuz kaldı. Daryush Shayegan olay mahalinden aktarıyor. Ucu bize de dokunduğuna göre, toplum nasıl şizofren olur anlayalım. Gelişmekte olan toplumlarda

Read More

Okumanın Tarihi

Okumanın Tarihi

Yalnız bir çocukluk geçirmiş Alberto Manguel, kendini okumaya vererek tek başınalığına anlam kazandırmış; gençliğinde, görme yetisini yitirmiş Jorge Luis Borges’e kitap okuyuculuğu ve kendi tabiriyle ‘not defterliği’ yapmış, çokdilli bir okuryazar. Tutkulu her okur için belgesel niteliğinde olan bu incelemesinde —okuma ediminin kümülatif olduğunu düşünürsek— konuya dair birikimini de iyi yağdırmış.  Simülasyon niyetine, kafalara hafif bir soru yağmuru çiselesin: Bir Nambikwara Kızılderilisi, uydurarak çiziktirdiği şekillerin de okunabilir olduğuna neden inanmasın

Read More

Çay Kitabı

Çay Kitabı

“Çay’a Saygı” niteliğinde kısa bir seremoniye davetlisiniz. Lütfen bahçe patikasından çiçeklere hürmet göstererek geçiniz. İçeri buyrun: Bu çay odalarının ben diyim şibumiliği, siz deyin basitliği, Taocular desin boşluğu, koro olarak diyelim sadeliği, hep Zen manastırlarına öykünmesindenmiş. Çaycılık, nasıl da ustalık isteyen şiirsel bir uğraşmış; nasıl da kült olmuş… Çin kökenli Tcha ne menem bir esermiş de, sanat gibi Çay’ın da dönemleri ve ekolleri varmış meğer. Şuraya bakın, ne yazıyor: “Şarabın

Read More

Bildiğimiz Tarımın Sonu

Bildiğimiz Tarımın Sonu

İnsan odaklı kalamamış Modernleşme, küreselleşen köyler, demografik yapısı değişen şehirler, üreticiyi harcayan neoliberal çözümler, tüketiciyi harcayan tarım politikaları derken, bunların nasıl domino etkisiyle birbirine değdiğini ve aralarındaki sebep-sonuç ilişkisini netleştiren, aydınlatıcı bir makale derlemesi olmuş. Makalelerin oluşturduğu büyük resme bakarsak, bir araştırma raporu görüyoruz: Şehirdeki tüketicinin süpermarket ürünleriyle kurduğu sofrası ile, üretimi kumara dönen çiftçinin tarlası arasındaki mesafenin, neden ve nasıl gittikçe arttığına dair…

Türkiye’de Geri Kalmışlığın Tarihi

Türkiye’de Geri Kalmışlığın Tarihi

İsminin ağırlığı korkutabilir; fakat okuması, kan aldırmak kadar acısız. Sayfa sayısı da ürkütebilir; oysa onca sayfayı devirmek, kan kırmızısı kapağı kadar göz yormuyor. Müsterih olun, gayet sade ve akıcı bir anlatımı var. Hatta klişe tabirle “sürükleyici” bile diyebilirim —roman okumaktan tek farkı, baş karakterin bir insan değil, bir ülke olması. Üstelik bu protagonist, içinde doğup büyüdüğünüz ülke olunca, hikâye de ülkenizin politik sürüklenmesi olunca, okuyucu olarak otomatikman olayların peşine düşüyorsunuz.

Read More

Kadıköy’de Zaman

Kadıköy’de Zaman

Yazarın deyimiyle “Cihangirleşen Yeldeğirmeni, Etilerleşen Koşuyolu ve Beyoğlulaşan Kadıköy”e karşı öncelikle mimar ve şehir-bölge plancısı arkadaşları göreve çağırıyorum. Sonralıkla, hangi arkadaşların ilgisini çeker bu kitap? Kadıköy’ü tanıyorsanız/seviyorsanız/benimsiyorsanız, üstüne hayata merakla bakan gözlere sahipseniz, sayfalarını bir bir gezerek unutulmaya yüz tutmuş kent bilgilerini keyifle okursunuz. Düşünsenize: Şehremaneti Binası’nda nikâh kıyılıyor; Haldun Taner Şehir Tiyatrosu’nda meyve sebze satılıyor; PTT malikânesinde Fransız uyruklu Tübini ailesi oturuyor; Beyaz Fırın hep Beyaz Fırın ve Koço

Read More