İnsan Olmak

Sigmund Freud ile ikna olunmamış (insan: yıkıcı içgüdüleri toplum tarafından denetim altında tutulması gereken bir varlık); Alfred Adler benimsenmiş (insan: yalnız kendisine değil, başkalarına da yararlı olabilecek amaçlar geliştirme eğiliminde olan bir varlık); Carl Gustav Jung’un kolektif bilinçdışı kavramı yol gösterici bulunmuş (insan: zihni, kendi türünün geçmişiyle biçimlenmiş bir varlık); Erich Fromm’a yer yer hak verilmiş (insan: kendisini gerçekleştirmesini engelleyen toplum yüzünden zararlı saldırganlık gösterebilen bir varlık); tüm bunların üstüne de Engin Geçtan’ın deneyim ve birikimleri harika toparlanmış (bkz: insan olmak). 

Kendi için iyi kötü çaba sarf etmiş de yaşı kemale ermiş bir okura verebileceği yepyeni bir şey olmayabilir. Ama böyle bir okur bile arada kendine bir çay/kahve yapıp defolarıyla yüzleşerek içmek ister. Bunu hiç denemediysen de büyük eğlence kaçırıyorsun: Kumaşın uygun olmadığı hâlde senden pantolon dikilmeye çalışıldıysa yırtılması doğaldır; ve sen bunu anlarsan kumaşına uygun yaşarsın. Ya da her ‘anlam verilemeyen insan davranışı’na çattığında ‘tanımlanamayan uçan cisim’ görmüş gibi bakmazsın da açar buna bir bakarsın. Velhasıl, o kadar boş cümle içermeyen, o kadar kompakt, o kadar küçücük kitapçık içi dolu turşucuk ki, seneler de geçse bozulmaz. Her kütüphaneye lazım. 

Share this Post