maskesiz

“İnsanca özlemler dünyaya uymuyorsa, bozuk olan dünyadır, insanca özlemler değil.” Oruç Aruoba

Hakkı Dede, mahalle büyüğümüzdür, tam bizim kapının önünden geçerken maske takmamış olduğunu hatırladı. Kendi kendine homurdandığını duyunca, bir koşu evdeki maske paketini ona götürüp, lokum ikram eder gibi uzattım. Bir tane alıp ağzına taktı ve söylene söylene yoluna devam etti. Döndükten sonra, teşekkür mahiyetinde, bahçesinin mahsulü nar gibi kızarmış narlardan getirdi. Sonra ben o narlarla yaptığım likörden tatsın diye ona da götürdüm. Ellerime sağlık dileyerek avucuma fuşya renkli minik boncuklar tutuşturduğu an, telefonu çaldı. Böylelikle ben, açıklamasız, ve anladığım kadarıyla misinasız, kancasız, halkasız da bırakılmış bir vaziyette, boşta olan elimi sallayarak kolye yapmaya doğru yola çıktım. Sonra evde yapılan konsültasyon sonucu bu boncuklara turp tohumu teşhisi konulunca, bahçede yer açılsın diye acı biberleri hasat edip topunu ipe dizdik. Hakkı Dede, serbest çağrışım uzmanıdır, balkonunda asılı bir kuru biber kolyesi bulduktan sonra, bizim balkona Göbeklitepe ile ilgili bir kitap bıraktı. Sanırım sonsuz bir alış-veriş döngüsüne girmiştik…

(Ekim 2020, Datça)

Share this Post